25 Aralık 2010 Cumartesi

Yalnızlık ne(reye) kadar?

Uzun zamandır bu huzuru arıyordum. Bir iç çekişlik kadar kısa da olsa, bunu bedenimde hissetmek ne hoş! Başını göğsüme yaslayan her yalnızlığı teselli etmek, yine sancılı yüreğime düşüyor. Her gidişin ardından boynuma sarılıp ağlayan yalnızlıkları avutmaktan bitkin düştüm. Başımı öne eğip, dizlerimin dibinde ağlayan yalnızlıkların gözlerine bakıyorum. “Kaç Sahra Çölü doldurur?” diye soracak olursan, ben bile bilmiyorum. Bir ömür dediğin yüzlerce Sahra Çölü dolusu yalnızlık ediyor. Her gidişin ardından dünyaya gelen yalnızlıkların boynuma sarıp ağlamasının nasıl bir duygu olduğunu sana anlatmak isterdim. Bir çığlık atsın şimdi ilkbahar ve bütün çiçekler yapraklarını döksün. En hüzünlü anlarını hatırlasın bulutlar ve benim gözyaşlarıma denk yağmurlarını indirsinler. Savurup atmak istiyorum içimdeki benleri. Nedenini sakın sorma! Sakın.
Senin yalnızlığın kaç Sahra Çölü dolduruyor? Hiç mi? Şimdi bir iç çekişlik kadar da olsa bir huzur istiyorum. Saniyelerin bedenimle uzun sürdüğünü, gecelerin sabahları getirmeyi unuttuğunu ve beni benimle bırakan sözlerin dizlerimde ağladığı günleri düşünecek olursak, bu huzur benim için çok önemli. Boylu boyuna uzan şimdi yatağıma. Sonra saçlarımı okşa. Gözlerime uzun uzun bakıp ‘ben hep yanımdayım’ yalanını söyle. Güneşin can yıkıcı ışıltıyla ayaklan ve bütün gece gözlerime bakarak söylediğin yalanları tekrarlayacağın başka bir hüzünlü beden ara. Sahi senin yalnızlığın kaç Sahra Çölü ediyor hâlâ söylemedin bana. Sahra Çölü’ndeki bir kum tanesi kadar mı yalnızlık yaşadın? Demek ki geriye kalan bütün kumların üzerindeki yalnızlıkların tek sahibi benim. Ve koca bir Sahra Çölü’ndeki tek bir kum kalmayıncaya kadar beni üzmeye devam etmişsin. Ve daha kaç Sahra Çölü dolusu yalnızlık evet yalnızlık var bedenimde. Bir gün deyip asla o günün gelmediği günleri yaşadıkça yalnızlaşıyorum. Sevdiklerime hep aynı şeyi söyledim. Bir gün mutlaka tekrar döneceğim derken, kendi yalnızlıklarımı oluşturduğumun farkına bile varmamışım. Hayatın saniyelik huzurlarının peşinden koşarken sürekliliği olan gerçek huzurları arkamda gözü yaşlı bırakmışım. Evet, gözü yaşlı yalnızlıkların tek nedeni kendi dünyamız değil mi?
Bir gün sen de bir iç çekişlik kadar kısa da olsa, o yalancı huzuru bedenimde hissetmek istiyorum diyeceksin.

Neden mi?

Ne önemi var ki!